DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ - EDEBLİ NOTLAR

DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ

DİVAN EDEBİYATININ NAZIM BİÇİMLERİ

 

Divan edebiyatı, İslamiyet’i kabul edişimizden sonra Arap ve Fars edebiyatının etkisi ile gelişmeye başlayan edebiyatımıza verilen addır. Bu edebiyata divan edebiyatı denmesinin sebebi, şairlerin şiirlerini divan adı verdikleri el yazması kitaplarda toplamalarıdır.

Divan edebiyatının; yüksek zümre edebiyatı, havas edebiyatı, saray edebiyatı, skolastik edebiyat, medrese edebiyatı, Enderun edebiyatı, klasik edebiyat, eski edebiyat, tarz-ı kadim gibi isimleri de vardır. (Sorularda “klasik edebiyat” adı sıkça kullanılır. Burada dikkat etmen gereken bir başka mesele de “geleneksel edebiyat” tabiridir. Geleneksel edebiyat, halk edebiyatına verilen isimdir karıştırma.)

 

DİKKAT DİKKAT

­-Aaaa, yukarıdaki paragrafta yazım yanlışı var! (“divan edebiyatının” yazımına takılabilirsin.)

-Hayır, yok. Tarihî dönem bildirmeyip tür veya tarz bildiren terimler küçük harfle başlar. Bu kelime genellikle Divan Edebiyatı şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı divan edebiyatı şeklinde olmalıdır.

 

 AYT Edebiyat testinde, divan edebiyatı konusu ile ilgili ortalama 4 (3-5) soru soruluyor. Divan edebiyatı hakkında bilmen gereken alt konu başlıklarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

1-   Divan edebiyatının akımları
2-
   Divan edebiyatının nazım biçimleri
3-   Divan edebiyatının sanatçıları
4-
   Divan edebiyatının önemli eserleri

 

 

 

 

DİVAN EDEBİYATININ NAZIM BİÇİMLERİ


 


 

 








BEYİTLERLE OLUŞAN NAZIM BİÇİMLERİ

1- GAZEL

*  Divan şiirinde en çok kullanılan nazım şeklidir.

*  Aşk, sevgi, güzellik ve içki konularını işleyen şiirlerdir. Lirik bir nazım biçimidir.

*  Beyit sayısı 5-15 arasındadır. (Tek sayılar)

*  Beyitler arasında genellikle konu bütünlüğü olmaz. Ama beyitler arasında anlam bakımından bir uyum olmalıdır. Bunu kafiye ve redif sağlar.

*  Gazelde bütün beyitler aynı konuyu işliyorsa bu tür gazellere yek-ahenk denir; bütün beyitler aynı söyleyiş güzelliğindeyse bu tür gazellere de yek-avaz denir.

*  İlk beytine matla (doğuş yeri) denir. Son beytine makta (kesme yeri, sonuç) denir. Şairin mahlâsını söylediği beyte (genellikle son beyit) mahlâs beyti denir. Gazelin en güzel beytine de “beytül-gazel” ya da “şah beyit” denir.

*  Gazelin kafiye düzeni: aa ba ca da ea fa …

* Aruz ölçüsüyle yazılır. Gazel aruzun hemen hemen her kalıbıyla yazılmıştır.

*  Divan edebiyatında Fuzuli, Baki, Nedim, Necati, Taşlıcalı Yahya, Naili ve Şeyh Galip önemli gazel şairleridir.

 

 GAZELLER KONULARINA GÖRE ADLANDIRILIRLAR:

Âşıkâne gazel: Aşkı, sevgiliyi, sevgiliye yakarışı, sevgiliden yakınmayı dile getiren gazellerdir. Fuzulî en önemli örnektir.

Rindâne gazel: İçkiyi, içkinin zevkini, hayata karşı kayıtsızlığı dile getiren gazellerdir. Bâkî en önemli örnektir.

Şûhâne gazel: Kadın güzelliğini çapkın bir anlatımla dile getiren gazellerdir. Nedim en önemli örnektir.

Hikemî  gazel: Ahlakla ilgili öğütler veren türlü hayat görüşlerini yansıtan gazellerdir. Nâbî  en önemli örnektir.

* Rediflerine göre adlandırılırlar: “ya Rab”, “yanayım”, “kerem” vb.

Musammat Gazel: Dizelerin ortalarının birinci dizenin sonu ile uyaklı olduğu gazellere musammat gazel denir. Musammat gazelde her beyitin dizeleri ikişer dize haline getirilerek bir dörtlük oluşturulabilir.

Örnek:

       Kamu bimarına cânan, / devâ-yı dert ider ihsan

       Niçin kılmaz bana derman, /  beni bimar sanmaz mı

 

 

 

2- KASİDE

 

* Beyit sayısı 33-99 arasındadır. Nadir de olsa daha az veya çok da olan kasideler de vardır.

(Beyit sayısını tesbihteki boncuk sayısı ile kodlayabilirsiniz. Allah’ı tesbih etmek övmek demektir. Kaside övgü şiiridir.)

* Din ve devlet büyüklerini övmek için yazılan şiirlerdir. 

*  Kafiye şeması gazelle aynıdır: aa ba ca da ea fa ...

*  Kasideler türüne, giriş bölümünün konusuna veya redifine göre isimlendirilebilir:

 Rediflerine göre: Su Kasidesi (Fuzulî), Güneş Kasidesi (Ahmet Paşa)...

 Konularına göre:

Tevhid: Allah’ın birliğini anlatan kasidelerdir.

Münacat: Allah’a yalvarmak için yazılan kasidelerdir.

Naat: Hz. Muhammet’i övmek amacıyla yazılan kasidelerdir.

Methiye: Devrin ileri gelenlerinin övülmesi için yazılan kaside.

Mersiye: Bir kimsenin ölümünden duyulan acıyı yansıtan kaside.

 Nesip bölümündeki konuya göre: Bahariye, Ramazaniyye…

 

*  İlk beytine matla”; son beytine makta”; en güzel beytine beytü’l-kasid”; mahlâs beytine de tac beyit adı verilir. Anlam yoğunluğu en fazla olan ve söyleyişte en güzel olan mısrasına mısra-ı berceste adı verilir.

*  Nefi, kasideleriyle meşhurdur.

*  Kasideler bölümlerden oluşur. Nesib/Teşbib (giriş), girizgâh, tegazzül, methiye, fahriye dua.

 

Kasidenin Bölümleri

 a. Nesib (teşbib)
*  Kasidenin giriş bölümüdür.
*  Şiir yönünden en ağır basan bölümdür.
*  Bir tabiat tasvirinin yapıldığı veya sevgilinin güzelliklerinin anlatıldığı bölümdür.
*  Bu bölümün konuları bahar, kış, yaz, Ramazan, bayram, nevruz, hamam, gül, sümbül, güneş, söz ustalığı, kalem, gece, savaş, at veya bir güzel olabilir. Kasideler bu bölümde ele alınan konuya göre adlandırılır.
 
 b. Girizgâh (giriz)
*  Asıl konuya giriş yapmak üzere düzenlenmiş en fazla iki beyitlik bölümdür.
 
 c. Medhiye
 *  Kasidenin sunulduğu kişinin, yani padişahın veya bir devlet büyüğünün övüldüğü bölümdür.
*  Bu bölümde abartılı ve sanatlı bir övgü vardır.
 
 d. Tegazzül
 *  Şairin, genellikle medhiyeden sonra bir gazel söylediği bölümdür. Her kasidede bulunmaz.
 
  e. Fahriye
 *  Şairin kendini övdüğü bölümdür. Burada da şair abartılı bir ifade kullanır. (Nef’i bu bölümde oldukça başarılıdır.)
 
 f.  Dua
 *  Şairin, kendisi ve övdüğü kişi için Allah’tan yardım dilediği bölümdür. Bu bölümde şairin mahlâsı geçer ve bu mahlâs beytine “taç beyit” ya da “şah beyit” denir.

 

3- MESNEVİ

*   Kelime anlamı “ikili, ikişer ikişer”dir.

*  İran edebiyatından Araplara oradan da Türk edebiyatına geçmiş bir biçimdir.          

*  Klâsik halk hikâyeleri, destanî konular, aşk hikâyeleri, savaşlar, dinî, felsefî ve ahlakî konuları işlenir. Her türlü öğretici konuların yanı sıra bir şehrin güzellikleri (şehrengizler), sünnet ve evlilik törenleri işlenebilir.

*  Konu ne olursa olsun olaylar masal havası içinde anlatılır.

*  Konularına göre sınıflandırılırlar: aşk, din ve tasavvuf, ahlâk ve öğreticilik, savaş ve kahramanlık, şehir ve güzelleri, mizah…

*  Mesnevide her beyit kendi içinde kafiyeli: aa bb cc dd eebu sebeple mesneviler çok uzun yazılabilir. Divan edebiyatının en uzun nazım şeklidir, beyit sayısı sınırsızdır. 20 - 25 bine kadar çıkabilir. (Mevlana’nın ünlü mesnevisi 25.700 beyitten oluşmuştur.)

 

 

Mesnevi de bölümlerden oluşur:

Önsöz  
Tevhid
Münacat
Naat
Miraciye  
4 halife için övgü  
Eserin sunulduğu kişiye övgü
Yazış sebebi
Asıl konu
Sonsöz

 

*  Aruz ölçüsünün kısa kalıplarıyla yazılmaktadır.

*  Edebiyatımızdaki ilk mesnevi örneği Yusuf Has Hacib’in yazmış olduğu Kutadgu Bilig adlı eserdir.

*  Divan şiirinde beş mesneviden oluşan eserler grubuna “hamse” denir. İlk hamse yazarı Ali Şîr Nevaî’dir.

 

Mesnevi Türünde Yazılmış Önemli Eserler

Fuzuli: Leylâ vü Mecnun

Şeyhî: Hüsrev ü Şirin, Harname

Mevlâna: Mesnevi; 

Ahmedî: Yusuf ü Züleyha, İskendername

Şeyh Galib: Hüsn ü Aşk 

Nabî: Hayriye, Hayrabad

Süleyman Çelebi: Mevlid

 

 

4- KITA

 Felsefi ve sosyal düşüncelerin anlatıldığı şiirlerdir

*  Matla beyiti olmayan gazel gibidir. Yani “ba ca da fa …” şeklindedir. Bazen matla beyiti de bulunabilir.

*  Genellikle son beyitte şairin mahlâsı bulunmaz.

*  Kıtada beyitler arasında anlam bağı vardır.

 

5- MÜSTEZAT

* Gazelden türetilen bir türdür.  

* Müstezat gazelin her dizesine kısa bir dize eklenmesiyle oluşur ancak bu kısa dizeler “ziyade” adını alır yani “dize” kabul edilmez.

 

Örnek:
Bülbül yetişir bağrımı hûn etti figanın
Zabt eyle dehânın
Hançer gibi deldi yüreğimin tîg-i zebânın
Tesîr-i lisânın    

    İzzet Molla

 

 

 

HATIRLATMA:

 

Müstezat zamanla değişikliğe uğramıştır. Servetifünun Dönemi’nde serbest müstezat adını almıştır. Aruz veya hece kalıbıyla herhangi bir düzene bağlı kalmadan yazılmıştır. Kafiye örgüsü şairin isteğine göre şekillenmiştir. Serbest müstezatla nazım nesre yaklaştırılmıştır. Serbest müstezat serbest şiire geçişte önemli bir basamak olmuştur. Serbest müstezatın en başarılı örneklerini Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin ve Ahmet Haşim vermiştir.

 

DÖRTLÜKLERLE OLUŞAN NAZIM BİÇİMLERİ

1- RUBAİ

* Halk edebiyatındaki maniye benzer

 İran edebiyatından Türk edebiyatına geçmiş bir nazım biçimidir.

*  Tek dörtlükten oluşur.

*  Kafiye şeması: “aaxa” şeklinededir.

* Mahlas kullanılmaz.

*  Kendine özgü aruz ölçüleriyle yazılır

*  Belli bir hayat görüşü, felsefi görüş, ölüm vb. konularda yazılır.

*  Az sözle çok şey söylemek esastır.

*  En meşhur sanatçısı Fars şairi Ömer Hayyam’ dır.

* Divan edebiyatında rubai yazmayı meslek edinmiş tek şair Azmizade Haleti’dir.

*  Edebiyatımızda ise Mevlânâ, Nabi, Nedim, Yahya Kemal ve Arif Nihat Asya önemli rubai şairleridir.

NOT: Dört dizesi birbiriyle kafiyeli rubailere “rubai musarra” veya “terane” adı verilir.

  • Divan edebiyatı nazım biçimlerinden günümüze kadar canlılığını koruyabilmiş tek nazım biçimi “rubai” dir.

 

 

2-TUYUĞ

*  Türklerin ortaya çıkardığı ve Divan şiirine kazandırdığı nazım şeklidir. Maninin karşılığı sayılabilir.

*  Tek dörtlükten oluşur.

*  Kafiyelenişi rubaiyle aynıdır. aaxa   ( hatırla mani ile de aynı)

* Mahlas kullanılmaz.

*  Manide olduğu gibi cinaslı uyak kullanılır.

*  Aruzun sadece “fâilâtün – fâilâtün - fâilün” kalıbıyla yazılır.

*  Tuyuğlarda şair, dünya görüşünü, felsefesini, tasavvufi düşüncesini, maddi ve manevi aşkını özlü bir biçimde işler.

*  Tuyuğ Çağatay ve Azeri lehçelerinde yaygın bir türdür.

*  Edebiyatımızda Kadı Burhaneddin, Nesimi ve Ali Şir Nevai önemli tuyuğ şairleridir.

 

NOT : Testlerde karşınıza gelen dörtlüğün rubai mi tuyug mu olduğuna karar veremezseniz hecelerini sayın. Hece sayısı 11 çıkarsa muhtemelen tuyugdur. Çünkü tuyug tek bir aruz kalıbı ile yazılır ve o kalıp da 11 heceden oluşur. Bazen şair adı ile birlikte verilir. Bu durumda da türün önemli şairlerini bilmek gerekir.

 

3- MURABBA

(Rabia işaretinden aklına gelsin dörtlüler demek)

*Dörder dizelik bentlerden oluşur.

*Uyak düzeni “aaaa, bbba, ccca...” biçimindedir.

*En az 3 en çok 7 bent halinde yazılır.

*Murabbalarda övgü, yergi, dini ve öğretici konular işlenebilir.

*Bizde bu şiirin başarılı şairi Namık Kemal’dir.

*Murabbanın en yaygın türleri şunlardır.

 

a) TERBİ (DÖRTLEME): Bir şairin bir gazelinin her beytinin üstüne başka bir şairin ikişer dize eklemesiyle oluşan murabbadır. Eklemelerin ölçüye ve uyağa uyma zorunluluğu vardır.

 

b) ŞARKI

*Divan şiirine Türklerin kattığı bir nazım biçimidir. Murabbadan doğmuştur.

*Bestelenmek amacıyla yazılmış murabbalar şarkı olarak tanımlanabilir.

*Halk şiirindeki türkünün etkisiyle oluştuğu söylenebilir.

*Uyak düzeni genelde şunlardan birine uyar.

1)abab-cccb-dddb...

2)aaaa-bbba-ccca...

*En az 3 en çok 5 bentten oluşur. Bentleri, dörtlük biçimindedir.

*Bentlerin hepsinde tekrarlanan dizelere nakarat denir. (Halk edeb. “bağlama ya da kavuştak denir.)

*Şarkı türünün en büyük şairi Nedim’dir. Cumhuriyet döneminin neo-klasik şairi Yahya Kemal de şarkılar yazmıştır.

*Lale Devrinde(18.yy.)gelişmiş ve yaygınlaşmıştır.

 

 

BENTLERDEN OLUŞAN NAZIM BİÇİMLERİ

 

1-TERKİB-İ BENT

*Bent sayısı 5-10 arasında değişir.

*Her bent 10-20 dizeden oluşur.

*Bentleri oluşturan dizeler genelde gazeldeki gibi uyaklanır.

*Her bendin sonunda genelde vasıta beyti bulunur.

Vasıta beyti, her bendin sonunda değişir ve mutlaka bentten ayrı olarak kendi arasında uyaklanır.

Felsefi ve sosyal düşünceler, zamandan yakınmalar mersiyeler(ağıtlar)... Terkib-i bent biçiminde yazılabilir.

Baki’nin “Kanuni Mersiyesi” terkib-i bent biçiminde yazılmıştır.

Bağdatlı Ruhi ve Ziya Paşa bu nazım biçiminin usta şairlerindendir.

 

 

2- TERCİ-İ BENT

*Biçim yönünden terkib-i bende benzer.

*Terkib-i bentten vasıta beytinin hep aynı kalması yönüyle ayrılır.

( Terkib-i bent ile karıştırmamak için vasıta beytinin aynı kalmasını TERCİH eden terci-i benttir. Şeklinde kodlayabilirsiniz.)

*Terci-i bent biçimiyle daha çok dini konular işlenmiştir.

*Terci-i bent yazmak, terkib-i bent yazmaktan daha zor görülmüştür.

*Ziya Paşa terci-i bendiyle tanınmıştır.

 

  

 


Yorum Gönder

0 Yorumlar