MANZUM HİKAYE VE MENSUR ŞİİR ARASINDAKİ FARK NEDİR? - EDEBLİ NOTLAR

MANZUM HİKAYE VE MENSUR ŞİİR ARASINDAKİ FARK NEDİR?

 

EDEBİYATTA KARIŞTIRILAN KAVRAMLAR  

   MANZUM HİKAYE VE MENSUR ŞİİR FARKI

 

Manzum hikâye ve mensur şiir birbirine karıştırılan kavramlardandır. Edebiyatımızda örnekleri az bulunduğundan bu kavramları iyice öğrenmekte fayda var.

Divan edebiyatındaki mesnevi bu türün atası sayılabilir. Mesnevi uzun hikayelerin anlatıldığı şiir türüydü, hatırlayalım.

 

MANZUM HİKÂYE

 

NAZIM: Şiir  
MANZUM: Şiir Şeklinde 
MANZUM HİKÂYE (MANZUME): Şiir Şeklinde Hikâye

Manzum hikâye edebiyatımızda ilk kez Tanzimat Dönemi’nde Recaizade Mahmut Ekrem ve Muallim Naci tarafından kullanıldı. Servet-i Fünun Dönemi’nde başarılı örnekleri verildi:

 

Ø  Tevfik Fikret: Hasta Çocuk, Balıkçılar

Ø  Mehmet Akif Ersoy: Mahalle Kahvesi, Küfe, Seyfi Baba, Hasta, Kocakarı ile Ömer

Ø  Beş Hececiler ve Yahya Kemal Beyatlı da bu türde örnekler vermiştir

 

 ÖZELLİKLERİ:

 

 Şiir şeklinde yazılan hikâye özelliği gösteren metinlerdir. Şiiri düzyazıya yaklaştırma ifadesi manzum hikâye için kullanılır.

Şekli şiir ise:

ü  Ölçü, uyak, redif gibi biçimsel özellikler vardır.

 

İçeriği hikaye gibi olacaksa:

ü  Giriş, gelişme, sonuç bölümleri vardır.

ü  Olay, zaman, yer, kişiler gibi hikâye unsurları vardır.

 

 

ÖRNEK METİN:




 

KOCA KARI İLE ÖMER

Yok ya Abbâs’ı bilmeyen, kimdi?..
O sahâbîyi dinleyin, şimdi:

 

Bir karanlık geceydi pek de ayaz...
İbni Hattâb’ı görmek üzre biraz,
Çıktım evden ki yollar ıpıssız.
Yolcu bir benmişim meğer yalnız!
Aradan geçmemişti çok da zaman,
Az ilerden yavaşça oldu iyân,
Zulmetin sînesinde ukde gibi,
Ansızın bir müheykel a’râbî!

Bembeyaz bir ridâ içinde garîb,

Geliyor muttasıl mehîb mehîb
Ben sokuldum, o geldi, yaklaştık;
Durmadan karşıdan selâmlaştık.
Düşünürken selâm alan sesini,
O heyûlâ uzandı tuttu beni:
Bir de baktım, Ömer değil mi imiş!
– Yâ Ömer! Böyle geç zaman, bu ne iş?
– Şu mahallâtı devre çıkmıştım...
Gel bereber, benimle, üç beş adım.

                (MEHMET AKİF ERSOY)

 

 

 

 

MENSUR ŞİİR

 

NESİR: DÜZYAZI       

MENSUR: DÜZYAZI ŞEKLİNDE
MENSUR ŞİİR: DÜZYAZI ŞEKLİNDE ŞİİR

 

 Düzyazı(nesir) şeklinde şiirsel bir anlatım ile oluşturulmuş metinlerdir.19. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkmıştır. (C.Baudlaire ve S.Mallerme)

Bizim edebiyatımızda ise Şinasi'nin Fransız edebiyatından yaptığı çeviriler ilk mensur şiir örnekleri sayılmaktadır. Tanzimat 2. Dönem sanatçılarından Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan da bu türü deneyen sanatçılarımızdandır.

Mensur şiir denilince aklımıza gelen en güçlü temsilci ve bu türe isim babalığı yapan sanatçımız ise Halit Ziya Uşaklıgildir.

 

  • Ø  Halit Ziya Uşaklıgil: Aşkımın Mezarı, Mezardan Sesler, Mensur Şiirler.

               Halit Ziya dışında da başarılı örnekler vardır:

  • Ø  Mehmet Rauf: Siyah İnciler
  • Ø  Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Okun Ucundan, Erenlerin Bağından

 

 


 

 ÖZELLİKLERİ:

 Düzyazı şeklinde yazılmış şiir gibi düşünmeliyiz. Düzyazıyı şiire yaklaştırma ifadesi mensur şiir için kullanılır.

 

Şekli düz yazı ise:

  • ü  Ölçü, uyak, redif yoktur.
  • ü  Beyit, dörtlük, bent yoktur.
  • ü  Tasvir ve çözümleme olduğu için uzun cümleler vardır. 

 

  İçeriği şiir gibi olacaksa:

ü  Edebi sanatlar ve ahenk unsurları vardır. Seci (nesir kafiyesi / iç kafiye) kullanılır.

ü   Şairane söyleyiş vardır.

ü  Estetik kaygı güdülmüştür.

ü  Duygu ve hayal vardır. 

 ÖRNEK METİN:


Benim Olsaydın

“Benim olsan, ah bu mümkün olsaydı… Seni uzak, uzak, bu insanlardan pek uzak bir yere götürürdüm; öyle bir yere götürürdüm ki orada yalnız tabiatla kalırdık. Denizle, sema ile, sahra ile kalırdık… Sâde ikimiz kalırdık…

Orada, yalnız ormanda yapraklarla inleyen mütehevvir rüzgârın, uzaklarda dalgalarla döğünen medhûş denizin, gökte şimşekleriyle gürleyen haşîn yıldırımın sesiyle kalırdık…

Sâde ikimiz kalırdık. Sâde ikimiz, unutmuş, unutulmuş, her türlü kayıttan âzâde/iki mevcûd gibi yaşardık. Benim olsaydın felâketlerine, merâretlerine, âfetlerine tahammül için kuvvet bulur, hayâtın sebebini anlardım; benim olsaydın hayâtı severdim.” …

 (Mehmet Rauf)

Yorum Gönder

0 Yorumlar